11 Ocak 2018 Perşembe

Necati Cumalı Oyun Yazma Yarışması - Özgün? Rabıta?

Urla Belediyesi İzmir Devlet Tiyatrosu ile müştereken  Necati Cumalı Oyun Yazma Yarışması düzenlemiş. Şartnamede, yarışma jürisinin "Devlet Tiyatroları Başrejisörü ve iki rejisör, İzmir Devlet Tiyatrosu Müdürü, İzmir Devlet Tiyatrosu'ndan bir sanatçı ve Devlet Tiyatroları'nın iki dramaturgundan oluşacağı" belirtilmiş. Bu nedenle jüri şu isimlerden oluşmuş:

Tayfun Erarslan(İzmir DT Müdürü), Füsun Ataman Berke(İzmir DT dramaturg), Sedat Şenoğlu(İzmir DT sanatçı), Celal Kadri Kınoğlu(DT rejisör), Hakan Çimenser(DT başrejisörü), Eren Aysan(DT dramaturg) ve Murat Karasu(DT rejisör)


Parantez içleri, jürinin 'şartnamenin kuralına göre teşkil edildiğini doğrulayan hususlar olduğunu' göstermek için tarafımdan dolduruldu. Gerçi bu şartname açıklandığında Hakan Çimenser henüz "başrejisör" değildi ama kervan yola düşmüşken gerekli düzenleme de yapılmış olmalı.

Şartnamenin amacı şöyle açıklanmış:

"Urlalı yazar Necati CUMALI adına düzenlenen yarışma, Ulusal Tiyatro yazarlığımızda önemli yeri olan yazarın adını duyurmak, Ulusal oyun yazarlığının gelişmesini sağlamak, oyun yazarlığına ilgi duyan yazar ve sanatçıları teşvik etmek, desteklemek, oyunlarının seyirci ile buluşmasına zemin hazırlamak ve alana yeni yazarlar ile oyunlar kazandırmak amacına hizmet eder."

Birinciliğe layık görülen esere verilecek para ödülü, 10.000 TL (On bin Türk Lirası).

Şartname "Eserler özgün olmalı, yetişkinler için yazılmış olmalıdır." ve "Jüri üyeleri ve birinci dereceden akrabaları ile Devlet Tiyatroları Edebi Kurul üyeleri ve Devlet Tiyatrolarında idari görev alanlar yarışmaya katılamayacaktır." demiş.

48 eserin katıldığı yarışmada birinciliği "'Vasfiye' rumuzu ile katılan Karden Kasaplar’ın kaleme aldığı 'Radyum Kızları' adlı eseri kazandı."(Ege İzmir haber)

Nasıl? Her şey kuralına uygun değil mi?

Benim aklıma takılanlar var ama..

Birinci seçilen Radyum Kızları "özgün" (ÖZGÜN) bir eser sayılır mı?

TDK'na göre ÖZGÜN:

"Yalnız kendine özgü bir nitelik taşıyan, orijinal, ibdâi- İlk meydana getirilen- Başkalarını örnek tutmayıp kendisi örneklik eser veren (yazar) ve bu yolda meydana getirilen (eser) - Yalnız kendine özgü bir nitelik taşıyan" demektir.

'İbdâi' kafanıza takılmıştır belki diye bu kelimenin anlamını da veriyorum: 'İbdâ', 'nümunesiz bir şey vücüda getirmek' demek.'İbdâi' de 'nümunesiz bir şey'dir. Daha da açalım: 'örneği olmayan şey'

Özetle Urla Belediyesi ve İzmir Devlet Tiyatrosu'nun isimlerini taşıyan şartname, yarışmaya katılacak eserlerin daha önce bir 'nümune'sinin olmaması gerektiğini belirtmiş.

Birinci seçilen Radyum Kızları 'örneği olmayan' bir eser midir? Google'a sorun, youtube'a bakın radyum kızları ile ilgili pek çok bilgi bulacaksınız. Belgeseli var filmi var. Filmi varsa senaryosu var. Senaryosu varsa sahne uyarlaması olabilir, yapılabilir. (Bakınız İBB Şehir Tiyatroları. Onlar bu konuda çok becerikli.) Yâni konu daha önceden 'pazara düşmüş'. Belki de diyeceksiniz ki 'ama oyunu yok'. Ben de derim ki 'nümunesi var'.

İkinci husus "Jüri üyeleri ve birinci dereceden akrabaları ile Devlet Tiyatroları Edebi Kurul üyeleri ve Devlet Tiyatrolarında idari görev alanlar yarışmaya katılamayacaktır." maddesi.

Altta iki fotoğraf var. Biri önce diğeri dün çekildi.

 

Birinci seçilen eserin sahibi Karden Kasaplar DÜN facebook hesabında 'ufak' bir değişiklik yapmış. 'İzmir Devlet Tiyatrosu'da çalışıyor'u  'İzmir Devlet Tiyatrusu'da çalıştı' yapmış profilinde. Gocunacak bir şeyin yoksa bu telaş niye? Ama anlıyoruz ki Urla Belediyesi ile İzmir Devlet Tiyatrosu'nun müştereken düzenledikleri yarışmaya 'Vasfiye' rumuzu ile katılan Karden Kasaplar ile İzmir Devlet Tiyatrosu arasında bir 'rabıta' varmış. 'Rabıta' 'irtibatlı olmak' demektir.  'Rabıta'nın kişilerin 'şu an' nerede oldukları ile ilgisi yok. Şartnamenin kaçamağına sığınırsınız ama hayatın kaçamağı yok. On bin Türk Lirası ödülü alırsınız ama bu olay öz geçmişinizde kalır. Benden söylemesi. Hem telaşla profilinde bu değişikliği yapandan uzun süreçte iyi yazar çıkmaz.


Ben en çok neye üzülüyorum biliyor musunuz? Koskoca Devlet Tiyatrosu mensupları 'özgün'ün anlamını bilmiyor. Yoksa 'Vasfiye' 'rumuz'unu 'kod adı' olarak kullanıp kendileri ile 'rabıta'lı bir yazarın eserine birincilik ödülü vereceklerini hiç düşünmüyorum. Bilmeden yapmışlardır. Bence içlerinden biri hatayı anlayıp durumun düzeltilmesine yardımcı olacaktır. Bekliyorum. 

Melih Anık

1 yorum: